Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Çarşamba, Kasım 02, 2011

Üsküdar'da akşam vakti

Üsküdar'da akşam vakti...

Hani her zaman güzergâhımdır ya orası; eski kütüphanenin hizasından giriveririm avluya, hafif yokuştur caminin arka kapısından giriş yolu. Sağda kabirler vardır, sahipleri belki kaç yıllaaar önce geçtiğim yerlerde nefes almıştır...Ve elbette kediler vardır, sarılı-siyahlı, irili-ufaklı, analı-yavrulu...

Kenarda köşede oturan ihtiyâr dedeler vardır, ellerinde ekmekler; ufalayıp savururlar avludaki kuşlara... Sessizdirler, kimbilir belki de dertleri vardır kendilerine kadar... Önlerinden geçerim her gün, göz ucuyla seyrederek onları. Kuşlar uçuşur etrafımda kanatlarından öpücükler kondurarak etrafıma.
O sıralar, kim bilir belki, içimde sen; bana kadar...

Mihrimah Sultan camii'nden ezan vaktinin sesleri yükselir...
Avludan Eminönü İskelesi gözükür, daha uzakta Dolmabahçe.Gözlerim denizin kıyısında yüzer; gönlüm 'sen'in sularında...

Şadırvanda abdeste oturur genci, yaşlısı, okullusu... Çeşmeden akan mübareği avuçlar, öper, koklarlar. Karanlık inedurur. Acelesi olanlar şadırvanın etrafından dolanarak merdivenlere giderler hızlı hızlı, karıncalar gibi.

Merdivenlere kadar, yolumdaki kedileri seve okşaya ilerlerim. basamakları aheste aheste inerim. Sola kıvrılıp, renk renk şallar, örtüler satan ihtiyâr arkadaşıma selam verir, halini hatrını sorar, ve iskeleye doğru giderken seni düşünmeye devam ederim...



constantinapolitan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

söylü-yorum