Cümle kurulur biter.
Bitmemiş cümle kurulmuş bir cümle değildir değil mi? Kurulamamış, yarım kalmış, mahzun kalmış…
Seni anlatırken cümle dahi kuramıyorsam, kelimeler kırılıp dökülüyorsa dudaklarımdan… Sana; seni yazmayı beceremiyorsam, bil ki içimde ikmale kalan cümleler vardır…
...
Özlemek öyle derin bir boşluktur, öyle dik bir uçurumdur ki; kıyısındaysan, nefesin kesilir…
Ya seni özlemek? Yâr…
Sesim, soluğum kesilir…
…
Seni özlemek öyle bir sıçramak ki kan ter içinde, uykudan… ya da uyuyamamazlıktan.
Seni özlemek; zemherir soğuğu.
Seni özlemek.
Çünkü öncesi; seni sevmek, özümsemek, benimsemek, içimsemek, taaa derinsemek.
Gülümsemek, canım’samak.
Yârimsemek!
Özlemek neye benzer biliyor musun? Kararsız yağmurlara…
Buluttan tek bir damla düşer. Halbuki yağmur yağmayacaktır. Bulutlar dağılır. Düşen o bir tek damla, dağılır, parçalanır ve bir anda emiliverir. Ne toprağın Su’suzluğu diner, ne de Su derd’e yâr olur. Toprağın göğsü yanarak çatlamaya devam eder…
Biliyorsun ki özlüyorum seni, senin de beni özlediğini, biliyorum…
…
Seni özlemek; umudu kapatıvermektir karanlık dehlizlere,
Seni özlemek, dudaklarımın konuşmaya küsmesi,
Cümlelerimin bitmemesi…
r. su
Seni özlemek Kısacası herşeydir.
YanıtlaSilKalemine sağlık!..
T. Deniz
Sizin de yüreğine sağlık, teşekkürler...
YanıtlaSilçok çok çok güzel ve etkileyici
YanıtlaSilÖzlemek; geçmişe ait değil geleceğe ait bir eylemdir. Artık yok diye üzülmez, bir daha olmayacak diye üzülür insan..
YanıtlaSilYahut, olması için sabırsızlıktır özlemek... 'Hadi artık!' der gibi. Taptaze ve mis gibi umutlara bürünerek geleceği özlemek...
YanıtlaSil